Kemal bey sondan 18. konuşmasını yaptı. Diğer tek adamın attığı pasları, yazılı basından aldığı bilgilerle gole çevirdi.
Bu goller, partililerin yüreğine uyuşturucu kıvamında su serpti.
Oysa sorunlar olduğu yerde duruyor;
Peki durumu nasıl okumalıyız?
Ticaret sermayesi, bilinmelidir ki, amacı için her yola başvurur. Geniş halk kesimlerinin umudunu diri tutacak popülist uygulamalar ve bu uygulamaları etkin kılacak alt örgütlenmeleri kurar, geliştirir. Gelirden pay verir gibi yapar, giderlerin tamamını yükler. Verilen payların dayandırıldığı duygu hakkaniyet değil “merhamet”tir.
İşte bugünkü krizin ekonomik, sosyolojik ve tarihi arka planı budur.
CHP’nin bu evrilmeye karşı üretebildiği tek proje “Merkez Türkiye Projesi”dir ve bu proje hazırlayanların tüm iyiniyetlerine rağmen, ticaret sermayesinin (B) planı olmaya çok uygundur.
Başka?
Kemal beyin başka bir planı, projesi, taslağı yok!
Hal böyleyse, ışıksız, nefessiz, bitap kalan halk önümüzdeki seçimlerde de iktidarın “merhamet”ine teslim olacak demektir.
Kemal bey, krizin tarihi arka planından değil de, bugün görünen yüzünden hareket ederek, arada çıkacak karambolden faydalanmayı ve partililere hoş görünecek, avara kasnak, totolojik aforizmalar üreterek seçimleri kazanacağını düşünüyor olamaz.
Çünkü o, geçtiğimiz seçimlerde olduğu gibi bu seçimleri de kazanamayacağını biliyor.
Peki ne yapıyor olabilir?
Tek şey; ülkenin, partinin ve tüm kendisini sevenlerin zamanını harcıyor.
Artık gerçeklerle yüzleşmenin zamanı yaklaştı.
Geçen zaman geri gelmez.
Parayla herşeyi, herkesi satın alabilirsiniz ama satın alamayacağımız tek şey zamandır.
Kemal bey, yerel seçim oyalamalarını, bir kısım muhaliflerinin egolarını okşayarak aday gösterme taktiklerini bir tarafa bırakıp, bir an önce kurultay kürsüsüne çıkmalı ve açık ve net bir şekilde güven oyu istemelidir.
Bu sadece Kemal beyin sorumluğunda olan bir husus değildir. Tarih, CHP örgütüne de aynı sorumluluğu yüklemiştir.
Haydi