16 Ekim 2018

Kemal bey sondan 18. konuşmasını yaptı. Diğer tek adamın attığı pasları, yazılı basından aldığı bilgilerle gole çevirdi.

Bu goller, partililerin yüreğine uyuşturucu kıvamında su serpti.

Oysa sorunlar olduğu yerde duruyor;

  1. Ak Parti politikaları ülkeyi içinden çıkılması zor mecralara sürüklemiş. Bir çıkış planı yok.
  2. Halk, ışığını yakalayacağı bir muhalefetin “hasreti” ile, iktidarın kendi hatalarını da ezen aymazlığından sızan “merhamet”i arasında  kalmış.
  3. Halk geçtiğimiz seçimlerde gördüğümüz gibi, her seferinde, ışığını bir türlü parlatamayan muhalefetin vaatlerini değil, iktidarın bir dirhem merhametini yeğliyor.

Peki durumu nasıl okumalıyız?

  1. Kemal bey ve ekibinin bilmediği şeyler var. Aslında Kemal bey CHP tarihini de, Türkiye’nin sosyolojik evrilmesini de bilmiyor.
  2. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkeyi yöneten siyasi kadrolar iç ve dış iltisaklarıyla birlikte hareket eden ticaret sermayesinin sıkı kuşatması altındaydı.
  3. Cumhuriyet hükümetleri bu kuşatmaya direndi ve siyaseti etkileme kabiliyetlerini sınırladı.
  4. Ama onlar yılmadı.
  5. Önce küçük Amerika sevdalısı Demokrat Partiyle atağa geçtiler.
  6. Sonra Askerlerin açık-gizli baskı ve darbeleriyle Demirel’in Adalet Partisini sıkıştırıp iktidara paydaş olmayı başardılar.
  7. Özal’ın ANAP’ıyla iktidarın itibarlı ortağı oldular ve ANAP’ın muhtemel çöküşünü hesap ederek diğer partilere de sirayet ettiler.
  8. Ticaret sermayesi altın vuruşunu 2002’de yaptı ve Ak Partiyle iktidara tam olarak hakim oldu.

Ticaret sermayesi, bilinmelidir ki, amacı için her yola başvurur. Geniş halk kesimlerinin umudunu diri tutacak popülist uygulamalar ve bu uygulamaları etkin kılacak alt örgütlenmeleri kurar, geliştirir. Gelirden pay verir gibi yapar, giderlerin tamamını yükler.  Verilen payların dayandırıldığı duygu hakkaniyet değil “merhamet”tir.

İşte bugünkü krizin ekonomik, sosyolojik ve tarihi arka planı budur.

CHP’nin bu evrilmeye karşı üretebildiği tek proje “Merkez Türkiye Projesi”dir ve bu proje hazırlayanların tüm iyiniyetlerine rağmen, ticaret sermayesinin (B) planı olmaya çok uygundur.

Başka?

Kemal beyin başka bir planı, projesi, taslağı yok!

Hal böyleyse, ışıksız, nefessiz, bitap kalan halk önümüzdeki seçimlerde de iktidarın “merhamet”ine teslim olacak demektir.

Kemal bey, krizin tarihi arka planından değil de, bugün görünen yüzünden hareket ederek, arada çıkacak karambolden faydalanmayı ve partililere hoş görünecek, avara kasnak, totolojik aforizmalar üreterek seçimleri kazanacağını düşünüyor olamaz.

Çünkü o, geçtiğimiz seçimlerde olduğu gibi bu seçimleri de kazanamayacağını biliyor.

Peki ne yapıyor olabilir?

Tek şey; ülkenin, partinin ve tüm kendisini sevenlerin zamanını harcıyor.

Artık gerçeklerle yüzleşmenin zamanı yaklaştı.

Geçen zaman geri gelmez.

Parayla herşeyi, herkesi satın alabilirsiniz ama satın alamayacağımız tek şey zamandır.

Kemal bey, yerel seçim oyalamalarını, bir kısım muhaliflerinin egolarını okşayarak aday gösterme taktiklerini bir tarafa bırakıp, bir an önce kurultay kürsüsüne çıkmalı ve açık ve net bir şekilde güven oyu istemelidir.

Bu sadece Kemal beyin sorumluğunda olan bir husus değildir. Tarih, CHP örgütüne de aynı sorumluluğu yüklemiştir.

Haydi