DÜNYADA HER ŞEY İÇİN, MEDENİYET İÇİN, HAYAT İÇİN, BAŞARI İÇİN EN GERÇEK YOL GÖSTERİCİ İLİMDİR, FENDİR...
  • Egemenlik Kayıtsız
    ve Şartsız Milletindir...
  • En Büyük Savaş
    Cahilliğe Karşı Yapılan Savaştır...
Kemal bey, yerel seçim stratejisinde bir aşamayı daha geride bırakarak, büyük bir “özenle” saptadığı belediye başkan adaylarını kamuoyunun önüne çıkardı
10 Şubat 2019

Kemal bey, yerel seçim stratejisinde bir aşamayı daha geride bırakarak, büyük bir  “özenle” saptadığı belediye başkan adaylarını kamuoyunun önüne çıkardı.

Her ne kadar, adaylaşma sürecine örgütü, MYK’yı ve Parti Meclisini kattığını söylese de kamuoyuna yansıyan gürültü patırtıdan anlıyoruz ki bu liste yüzde yüz Kemal beyin listesidir.

Dolayısıyla 31 Mart günü ortaya çıkacak sonuç, ne yönde olursa olsun Kemal beyin hanesine yazılacaktır. Şimdiden söyleyelim ki, bu sonucun başka bir “paydaşı”, ortağı olmayacaktır.

Ama Partililer, herşeye rağmen, parti disiplini gereği adayların arkasında duracaklardır.  Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Ancak, Kemal beyin CHP adına açıkladığı 12 maddelik yerel seçim bildirgesi, partilileri seçime motive etme açısından tam bir hayal kırıklığıdır. Seçimi kazanmak adına partililerin heybesine konulan bu 12 maddelik “azık”, karın doyurmaktan yoksundur.

Kemal beyin bu seçimde bir takıntısı var, Ankara ve mutlaka İstanbul’u almak! Diğerleri umurunda değil adeta.

Bunu nereden anlıyoruz?

Bildirgeden.

Bakalım;

  1. Bildirgenin 12 maddesinin 3’ü doğrudan İstanbul’la ilgili. Örneklenen yerler İstanbul ve ilçeleri.
  2. Bildirgenin diğer maddeleri de dolaylı olarak sadece İstanbul’la ilgili. Ankara da herkesin bildiği ortak sorunlar üzerinden, ucundan bucağından bildirgeden nasiplenmiş.
  3. Diğerleri? Diğerleri yok. Onlar artık, partinin kadim söyleminden dağarcıklarında ne kalmışsa onunla idare edecekler.
  4. Belediyelerin sayısal olarak üçte birinin, ülkenin coğrafyası olarak yarısının gizli ve açık müttefiklere terkedildiği bir seçim çalışmasını dikkate alırsak bu kadar daraltılmış ve soyut bir bildirgeyi yeterli bulanlar olabilir.
  5. Somut laflar etmeden, genel geçer kabulleri alt alta yazarak günü savuşturmuş olmaktan mutlu olunabilir.
  6. Hatta kaderci bir anlayışla, doğacak sonuç ne olursa olsun peşinen kabullenecek partililer de bulunabilir.
  7. 1 Nisan günü, “Basra harap olduktan sonra” hiçbirşey olmamış gibi önümüze bakalım diyenler de olabilir.

Öyleyse uyaralım; “kazın ayağı” hiç de öyle değil. Yerel seçim görüntüsü altında CHP’nin Türkiye siyasetinden tasfiye edilmesi tehlikesi kapımıza dayanmıştır.

Şimdi, 31 Mart’a kadar kazanamayacağımızı bilsek bile “her yerde”  deliler gibi çalışacağız.

1 Nisan günü ülkemize bahar gelir mi bilinmez ama şurası kesin, sonuç ne olursa olsun CHP örgütleri ellerinde kova ve süpürgeler; partide yüzüne kapatılan kapıları birer birer açacak, içeri girecek ve esaslı bir bahar temizliği yapacaktır.

Evet bahar öyle ya da böyle gelecektir.

Umut?

Umut her zaman var!

Haydi!                      

Paylaş:
Yorumlar


0.532 261 33 24