Kemal bey, yerel seçim stratejisinde bir aşamayı daha geride bırakarak, büyük bir “özenle” saptadığı belediye başkan adaylarını kamuoyunun önüne çıkardı.
Her ne kadar, adaylaşma sürecine örgütü, MYK’yı ve Parti Meclisini kattığını söylese de kamuoyuna yansıyan gürültü patırtıdan anlıyoruz ki bu liste yüzde yüz Kemal beyin listesidir.
Dolayısıyla 31 Mart günü ortaya çıkacak sonuç, ne yönde olursa olsun Kemal beyin hanesine yazılacaktır. Şimdiden söyleyelim ki, bu sonucun başka bir “paydaşı”, ortağı olmayacaktır.
Ama Partililer, herşeye rağmen, parti disiplini gereği adayların arkasında duracaklardır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Ancak, Kemal beyin CHP adına açıkladığı 12 maddelik yerel seçim bildirgesi, partilileri seçime motive etme açısından tam bir hayal kırıklığıdır. Seçimi kazanmak adına partililerin heybesine konulan bu 12 maddelik “azık”, karın doyurmaktan yoksundur.
Kemal beyin bu seçimde bir takıntısı var, Ankara ve mutlaka İstanbul’u almak! Diğerleri umurunda değil adeta.
Bunu nereden anlıyoruz?
Bildirgeden.
Bakalım;
Öyleyse uyaralım; “kazın ayağı” hiç de öyle değil. Yerel seçim görüntüsü altında CHP’nin Türkiye siyasetinden tasfiye edilmesi tehlikesi kapımıza dayanmıştır.
Şimdi, 31 Mart’a kadar kazanamayacağımızı bilsek bile “her yerde” deliler gibi çalışacağız.
1 Nisan günü ülkemize bahar gelir mi bilinmez ama şurası kesin, sonuç ne olursa olsun CHP örgütleri ellerinde kova ve süpürgeler; partide yüzüne kapatılan kapıları birer birer açacak, içeri girecek ve esaslı bir bahar temizliği yapacaktır.
Evet bahar öyle ya da böyle gelecektir.
Umut?
Umut her zaman var!
Haydi!