Kemal bey sondan 16. konuşmasında da diğer tek adamın attığı pasları gündemde tutmaya devam etti.
Askerlik ve şehitlik konusu, siyaseten de olsa şahsileştirilmemelidir.
Askerlikle ilgili olarak “Senin oğlun, benim oğlum” tartışmasının, ya da “şehadet”ten ne anlaşılması gerektiği türünden atışmaların toplumsal karşılığı yoktur.
Aslında lafı dolandırmadan sorulacak sorular ve cevapları bellidir;
Bu konu senin oğlun, benim oğlum gibi ucuz polemiklere feda edilemez.
Diğer konu Kaşıkçı. Kaşıkçı’nın Suudi’ler tarafından infaz edildiği anlaşılıyor.
Benzer infazların, Azeriler, Ruslar, Bulgarlar, İranlılar ve ABD’liler tarafından yapıldığını biliyoruz.
Soru basit;
Vatandaşlarıyla sorunlu ülkeler, infazlarını niçin bizim topraklarımızda yapıyorlar?
Sorunun muhatabı kim? Milli İstihbarat Başkanlığı. Ne yapacaksın? Ana muhalefet lideri olarak resmî bilgi isteyeceksin. Bu konular, polemik yapılacak konulardan değildir. CHP, bu kadar sığ bir polemiğin içine çekilemez.
Gözden kaçırılmaması gereken bir husus da, varlığını sosyal medya üzerinden sürdüren darbeci bir cemaatin bu konuyu ele alış biçimiyle Kemal bey ve ekibinin bakış açısı birebir örtüşmektedir.
İstanbul’daki üçüncü havaalanı için Kemal beye “sordurulan” sorular ise, harcı alem ve içerikten yoksundur;
Erken emeklilikte yaşa takılanlar konusu ise daha önceki seçimlerde doğrudan emekliler üzerinden yürütülen “oy kapma” stratejisinin yeni versiyonudur.
Kemal bey ve ekibinin, CHP’nin tarihinde önce ortanın soluna sonra da sosyal demokrasiye evrilmesini tam olarak anlamamış oldukları anlaşılıyor.
Anlatalım.
CHP’nin 70’li yılların ilk yarısında ortanın soluna kaymasının nedeni seçmen tabanının esas itibariyle şehirli küçük burjuvaziye sıkışmasıydı. Ortanın soluyla, kol ve kafa emeğiyle geçinen kırsal ve kentsel kesimlere açılım yapıldı.
70’li yılların ikinci yarısında benimsenen Sosyal demokrasiyle de, sisteme muhalif gençlik, sivil toplum örgütleri ve şehirli aydın kesim, işçi ve köylü kitlelerle buluşturuldu ve CHP tepeden değil tabandan iktidara tırmandı.
Hareketin herkesçe bilinen sloganı, “toprak işleyenin, su kullananın” dı.
Toplumsal iş bölümünde işçiler, emekçiler ve topraksız köylüler, CHP’nin hedef kitlesiydi.
Kemal beyle birlikte CHP, toplumsal iş bölümünde aktif kitleden, pasif kitleye; emeklilere ve yeniden şehirli küçük burjuvaziye yönelerek tarihsel evriminin son aşaması sosyal demokrasiden koptu ve tüm siyasi kazanımlarını kaybetti.
Sosyal demokrasi, toplumsal iş bölümünde iş ve uğraşı ayrımını gözeten bir bakış açısına sahiptir.
Herkesin geçineceği bir işinin olması öncelikli bir hedeftir.
İşini kaybeden ya da emekli olan kesimler içinse herkesin bir “uğraşı” sahibi olması esastır.
Aslında Kemal Bey ve ekibi, CHP’nin hala varolan aslan sosyal demokrat belediye başkanlarının yaptıklarını yakından izleselerdi geç ya da erken emekliler konusuna bu kadar tersten girmezlerdi.
Böyle giderse, onlar da Kemal bey ve ekibinin yanlış stratejisinin kurbanı olacaklar.
CHP, dolduruşla, kendi kendini gaza getirip, iyiyiz iyi demekle, laga lugayla, ha oldu, ha olacakla, diğer tek adamı hedefe oturtup, cambaza bak cambaza numaralarıyla; bir yandan tarihsel kimliğini, öte yandan çok değerli zamanını ve daha da vahimi canını, kanını kaybediyor.
Kemal bey uzattıkça uzatıyorsun! Yapman gereken şey gayet basit!
Nereye kadar?
Haydi !