DÜNYADA HER ŞEY İÇİN, MEDENİYET İÇİN, HAYAT İÇİN, BAŞARI İÇİN EN GERÇEK YOL GÖSTERİCİ İLİMDİR, FENDİR...
  • Egemenlik Kayıtsız
    ve Şartsız Milletindir...
  • En Büyük Savaş
    Cahilliğe Karşı Yapılan Savaştır...
Kemal bey, ince gibi görünen ama aslında kabak gibi ortaya çıkan bir planla CHP’yi kafasındaki plana yatırmaya çalışıyor
14 Aralık 2018

Kemal bey, ince gibi görünen ama aslında kabak gibi ortaya çıkan bir planla CHP’yi kafasındaki plana yatırmaya çalışıyor.

Merceği yakınlaştırıp bakalım;

  1. Kemal beyin Ankara adayı net. Ama CHP örgütü ve Ankaralı seçmen bu şahsiyeti istemiyor. Bu şahsiyet, 2014 yılında CHP’nin resmî -MHP’nin örtük desteğiyle-adayı oldu. Seçimi kılpayı kaybetti. Aslında kazanmıştı ama CHP’nin seçimi yöneten kadrolarının beceriksizliği yüzünden sonuç alınamadı.
    Anti parantez belirtelim, aynı kadro ve zihniyet hala işbaşında olduğu için önümüzdeki seçimde de, bırakın kılpayı durumları, belirgin bir şekilde önde olunan belediye seçimlerini de masada kaybetme tehlikesi devam etmektedir.
  2. Ankaralı şahsiyet ve arkadaşları, seçimin kaybedildiğinin resmiyet kazanmasını takiben CHP’den ayrılmıştır. Siyaseten tutarlı davranıp bir seçimlik “işbirliğini” sonlandırmıştır.
  3. Aradan geçen 5 yılda Kemal bey, bütün seçimleri ve referandumları kaybettiği halde, toplanan kurultaylarda partililere yemin billah önseçim sözleri, demokratik yönetim sözleri, ayrımcılık yapmayacağına dair teminat üstüne teminat vererek koltuğunda oturmayı başarmıştır.
  4. Ama Kemal bey, kurultay salonlarında ipine yapıştığı önseçim sözünü seçim sathı mailinde “sümenaltı” etmiştir. Partililerin demokratik yarışı yerine, gene konuyu kendisinin iki dudağı arasına kilitlemiştir.
  5. Ülkenin içine düştüğü zor şartları ileri sürerek, artık partili olmayan eski adayını, İyi Partiyle işbirliği kılıfı altında partiye dayatmaya çalışmaktadır.

Ankara böyle de İstanbul farklı mı?

Bakalım;

  1. Kemal bey, 2014’te parti geleneklerine uygun bir şekilde belirlenmiş bir adayla seçime girseydi, İstanbul’u da alabilecek durumdaydık.
  2. Ama o ne yaptı? Gene antiri finton yollara saptı, medyayı manipüle etti, partililerin kafasını karıştırdı, o zaman herkesle arası iyi olan bir “cemaatin” telkinlerine kapıldı ve partili olmayı değil, bedenine uygun partiyi seçmekte usta olan bir yerel siyasetçiyi CHP’nin burnuna dayadı. Yerel siyasetçinin dava arkadaşlarını da ilçe belediyelerine “sokuşturdu”
  3. Ne oldu? İstanbul alınamadı. Yerel siyasetçinin ilçe belediyelerine sokuşturduğu eş, dost ve akrabaları partinin üzerinde taşınması zor yüklere dönüştü. Parti, bir dönemi bu yerel siyasetçinin hatalarını temizlemekle geçirdi.
  4. 5 sene geçti. Gene verilmiş sözler unutuldu. Gene, bu sefer başka bir yerel siyasetçinin peşine düşüldü. Gene medya manipülasyonlarına girildi. Gene, başka bir sokuşturmanın heyecanına kapılındı.

Peki Ankara ve İstanbul böyle de diğer yerler farklı mı?

Ona da bakalım;

  1. İyi partinin eteğine yapışan Kemal bey ve ekibi, CHP tarihini berhava edecek çok tehlikeli adımlar atmaya başladı.
  2. İyi Partiye terkedilmesi planlanan illerin tamamı, bir zamanlar CHP’nin kalesi illerdi.
  3. CHP, o illerden yetişen yetenekli yerel siyasetçiler tarafından yönetilmiştir.
  4. CHP’nin halen işbaşında olan tepe yöneticileri bu illerin milletvekilleridirler.
  5. “İşbirliği” adı altında Türkiye sathında bölgesel geri çekilmelerin varacağı sonuç, bir Türkiye partisi olan CHP’nin; etkisiz, iddiasız, genel yönetimlerde ittifaka, payandaya mahkum bir bölge partisine dönüştürülmesidir.
  6. Dahası var! Sadece İyi Partiye karpuzun göbeğini bırakmakla kalmayacağız, ülkemizin doğusunu da zımnen başka bir bölge partisine terkedeceğiz.

Bütün bunlara evet demeye hazır mısınız?

Misak-ı Milli sınırları içinde tüm Türkiye’yi yönetmeye göre yapılandırılmış bir Partiyi, CHP’yi; belirli bir bölgenin partisi yapmaya hazır mısınız?

Zaman daraldı.

Artık duymak istediğimiz bir söz var:

Hayır!

Artık uymamız gereken bir çağrı var:

Haydi!                       

Paylaş:
Yorumlar


0.532 261 33 24