Son seçimlerden sonra her yılı, 6 aylık dilimler halinde, “bu yıl seçim olacak” diye marul gibi doğrayarak geçiren Kemal bey ve arkadaşları, - erken - seçim nirengi noktasını bu sefer de 2022 Eylül ayına taşıyarak, temel sorunlarımızın tartışılmasını bir süre daha, - aslında bir kez daha - ertelemeye çalışmakta kararlılar.
Devletin tepesinde ölüm kalım olmazsa, 2022 Eylülünde seçim olmayacağını aslında Kemal bey ve arkadaşları da, örgütümüz de, bize oy verenler de, halkımız da, hatta yedi düvel de biliyor.
Bile bile yapılan bu saptırmanın biricik hedefinin, CHP’nin 38. Olağan kurultayını bir yıl daha erteleyip, partiye “defacto”kabul ettirilen ittifak politikasını, neye mal olursa olsun sürdürmek olduğu görülmektedir.
Örtülü ya da açık ittifak yaptığımız partilerin durumunun, iktidarın ittifak partilerine dönük yürüttüğü stratejilerin, her ne pahasına olursa olsun yürütülmeye çalışılan ittifak politikasının Partimizin müktesebatına, örgütsel yapısına ve toplumsal imajına verdiği zararların, tabii varsa yararlarının da(!) tartışılmasının zamanı gelmiştir. Olağan kurultay süreci buna göre şekillendirilmeli ve herhangi bir şekilde ertelenmesi akla dahi getirilmemelidir.
Durumlara şöyle bir bakalım;
Kemal bey ve ekibinin örtülü ittifak yaptığı HDP, bir taraftan doğal uzantısı olan PKK tarafından, öte taraftan devlet aygıtı eliyle mevcut iktidar tarafından sıkıştırılmaktadır.
Askeri ve politik operasyonlarla sıkışan PKK, HDP üzerinden nefes almakta zorlanmaktadır. Örgüt içi tartışmalardan anlaşıldığı kadarıyla, daha öncekiler gibi mevcut HDP kadroları da, PKK hiyerarşisi tarafından tasfiye edilecektir.
Ne gariptir ki, HDP’ye karşı Anayasa Mahkemesinde açılan davanın muhtemel sonuçlarından birisi de HDP’nin gelmiş geçmiş bütün kadrolarının “siyaset yasağı getirilerek” tasfiyesidir. Bu konuda iktidar politikalarıyla PKK arasında neredeyse birebir “örtüşme” vardır.
Gelişmeler gösteriyor ki, Kürtler açısından 2023 seçimlerine kimlerle girileceğine, ya da girilmeyeceğine net bir şekilde -ABD güdümündeki-PKK karar verecektir.
HDP kapatılırsa seçmenleri ikinci tercih olarak bize oy verir, oylarımız artar 1. Parti oluruz beklentisine girecek olan MYK üyelerini açıkça uyarmakta yarar var. O durumda CHP baraj altında kalır. Oylar, makyavelist bir politikayla ve talihsiz bir şekilde siyaset sahnesine sürülen “prematüre parti” ile birlikte diğer “küçümsenen” partilere akın eder. CHP müktesebatında -yakın tarihli- bunun çok acı bir örneği var.
Prematüre partinin stratejilerini yazmaya bile gerek yok; açıkça görünüyor. CHP’yi -ne yazık ki- parti yönetimi üzerinden vesayet altına aldılar, sarı öküz haline getirdiler;
arada bir Kemal beyin CB adaylığı üzerinden partimize ayar veriyorlar ve koskoca CHP çınarı üzerinden mevcut İktidarla el altından pazarlık yapıyorlar.
HDP kapatma davası süreci, muhtemel sonuçları itibariyle, Prematüre partinin öncülüğünde sağ tandanslı 3. bir ittifakın önünü açacak ve partimiz dımdızlak ortada kalacaktır.
Küçük hesapları bir kenara bırakmanın zamanıdır. Partimizin MYK’sında da, Parti Meclisinde de, Meclis gurup yönetiminde de layıkıyla görev yapacak partililerimiz vardır. Olağan kurultayları, seçim bahanesiyle ertelemek sağcı politikacıların alışkanlığıdır. Kaldı ki ertelediniz ama genel seçimler 2023’e kaldı; aradaki 6 ayda partimiz CHP darma duman olur. Parti yönetiminin elinde tabiri caizse “armudun sapı” kalır.
Türkiye cumhuriyetini kuran zevat, savaş koşullarında bile, “efendim bütünlüğümüze zarar verir” demeden Meclis toplantılarını yapmıştır. CHP’nin muktesebatı budur.
Umut?
Gelecek!
Haydi!
Metin Lütfi Baydar