08 Ocak 2019
Kemal bey sondan 10.konuşmasında diğer tek adamın yanısıra, bir türlü CHP’ye oy vermeye yanaşmayan emeklileri, taşeron işçilerini, çiftçileri ve bilumum emekçileri soru yağmuruna tuttu.
Kemal bey, bizzat kendisi tarafından seçilen CHP’li adayların yerel seçimleri yerel ölçekte götürme çabalarını boşa çıkartacak bir üslubu benimsedi.
Siyaseti ve seçimleri diğer tek adamla atışma üzerinden domine etmenin Kemal bey ve ekibinden başkasına bir yararı yok.
Peki hiç mi genel politik konulara değinilmeyecek?
Tabii ki değinilecek.
Ama nasıl?
- Halk, CHP’nin iç ve dış politikadaki anlık değil stratejik değerlendirmelerini merak eder, karşı mevzilere yapılan rastgele “top” atışlarına itibar etmez. Etmiyor da zaten.
- Mesela, batıdaki sosyal demokratlar, her yıl, bir sonraki yılla ilgili öngörülerini, değerlendirmelerini ve politik tercihlerini bir kurultay ya da çalıştay toplayarak tartışıp yazılı bir metne bağlarlar. Bu işi genel başkanlarının şahsi görüşlerine hapsetmezler.
- Sosyal demokratlar, iç politikada da, pragmatik-faydacı-, oportünist-fırsatçı- ya da popülist-avam kuyrukçusu- olduğu apaçık görünen anlık değerlendirmeler yerine, halkın çok net algıladığı bir ideolojik çerçevede hareket ederler.
- O kadar ki, öylesi durumlarda halk; taraftar ya da karşıt farketmez, bir gelişme olduğunda, şimdi “Parti lideri ne diyecek acaba?”, diye meraklanmaz, “a priori”-önsel- olarak, “Partinin görüşü şudur” diye öngörür, beyan ve kabul eder.
Resmen yerel seçimler sathı mailine girmiş durumdayız. 80 günümüz var.
Ne yapıyoruz?
Bakalım;
- Yerel seçim tünelinde, adaylarımız önce yakalarındaki rozetleri bir kenara bırakacaklarmış.
- CHP’li görünmek adayların tümü için neredeyse zül addedilme noktasına gelmiş.
- Kemal bey ve ekibi, kendi yarattıkları prematüre partinin “yaşaması” için insanüstü bir çaba gösteriyor. CHP’nin kalelerini birer birer terkediyor.
- Hangisini sayalım. Tek bir örnek yeterli aslında; “Ordu’nun dereleri -türküdeki gibi- yukarı akıyor”, oranın efsane CHP’li başkanı ve Kemal bey ekibinin de en iddialı üyesi, kendi ilinde, ömrü CHP’yle savaşla geçmiş, bakanlık yapmış ve partisine ihanet etmiş, müstamel, sağcı bir siyaset erbabına övgüler düzmekten, onu adaylar arasında sunmaktan geri kalmıyor.
- Peki o öyle de, diğerleri nasıl? Kimisi anket manket diyerek İzmir’i kapmanın telaşında. Birisinin gidecek ili yok. Kalanlar da sağdan sağdan yürüyorlar.
- Tilki, karganın ağzındaki peyniri, -aslında kargalar zeki hayvanlardır-kapmak üzere.
Değecek mi?
Değmeyecek dostlarım, değmeyecek!
Destek vermiş olmakla kalacağız.
Kazanacak olanlar “bizden” olmayacak!
Şurası açık artık, karşımızda ya da yanımızda; hangi bloktan olursa olsun toplamda “sağ” kazanacak.
Kemal bey ve ekibi sayesinde, Türk sağı, yıllardır özlemini çektiği Anadolu’nun her zerresinde mutlak galibiyetin hazzını yaşayacak.
Desteklediklerimiz, kapıp kaçacak.
Destek istediklerimiz “daha o gün”, “o anda” toz olacak.
Biz elimizdeki kır çiçekleriyle kalacağız.
Ama?
Umut her zaman var!
Haydi!