10 Temmuz 2019

Halbuki, bugünlerde yaptığı ve yapacağı konuşmaların, sadece Türkiye’ye değil, CHP’ye de yol gösterici olması beklenmektedir.

O da, hepimiz de biliyoruz ki, bunlar final konuşmaları.

Türkiye’nin geleceği şekillenirken, Tayyip beyin attığı paslarla idare edemeyiz.

Çevremize bakalım. Yunanistan’a mesela.

Bundan 3 - 4 yıl önce, çöken ekonominin köpürttüğü sol dalgayı arkasına alan Siriza’nın lideri Çipras seçimden birinci parti olarak çıktı ve hükümet kurmak için oportünist bir yola saptı. Aşırı sağla koalisyon yaptı. Yetmedi, cumhurbaşkanlığına da sağdan birisini aday gösterdi ve seçtirdi.

Herşey çok güzel olacaktı. Yeni Demokrasi Partisinin iflas ettirdiği ülkeyi ayağa kaldıracaktı.

Yaptı mı?
Yapamadı!
Neden?

Çünkü işbirliği yaptığı sağ unsurlar önce bizim sorunlarımız, dedi. O da önce tüccarların, ticaret sermayesinin, bankaların sorunlarını hafifletti, sonra ekonomiye sıfır katkılı emeklilerin ve “memurların” gelirini arttırdı, üstelik bunu da kendisine oy veren işçi, köylü alt sınıflarla, şehirli, aydın, küçük burjuvaziyi eze eze perişan ederek yaptı.

Kasaya bir miktar para koydu.

Ama işte, oportünizmin "fırsatçılığın" labirentleri onu da yuttu. Ekonomiyi batıran Yeni Demokrasi Partisine ülkeyi, kılçığı alınmış bir balık gibi; al da afiyetle ye, der gibi teslim etti.

Bu hep böyledir. Oportünizmin sonu felakettir.

“Final” budur.

Peki, biz ne bekliyoruz Kemal beyden?

Aslında artık birşey beklemiyoruz. Hayat akıyor.

Yaşayacağız ve göreceğiz.

Umut?
Yeni umutlar yeşerdi!
Haydi!

Metin Lütfi Baydar