06 Aralık 2018

Kemal bey konuşmaya devam ediyor. Bu kez de partili kadınların karşısına geçmiş.

Kemal bey, zarif adam,  konuşmasının büyük bir bölümünü övgülü sözlere ayırmış; onore etmiş kadınları.

Tabii onore ederken, onlara birtakım görevler vermeyi de ihmal etmemiş. En önemli görev de, partili kadınların partiye sempati duyan diğer kadınları kollarından tutup partiye üye olmalarını sağlamakmış.

“İşte o zaman,
İşte o zaman,
Ancak o zaman”

Kemal bey seçimlerde partinin temsilini sağlayacak adayların önseçimle tespit edilmesine razı olurmuş.

Yani?

Yanisi şu;

  1. Partili kadınlar için ağır bir görevlendirme yapılarak, -o dediği şey tam bir nesil geçmeden asla mümkün değil- önseçimler Kaf Dağının arkasına atılmış.
  2. Partinin mevcut üyeleri Kemal beyin gözünde, güvenilmez, önsezileri “zayıf”, eylem ve hareket kabiliyetinden yoksundur. Birşey sorsak yanlış yapmaları mutlaktır.
  3. Şimdilik, anketler, soruşturmalar, simülasyonlar ve “sezgilerle” idare edeceğiz.

Kemal bey, yanında saf tutanların meftunluğundan bilistifade; çoğu zaman konuşmanın şehvetine kapılarak doğru yanlış ne varsa hepsini bir arada boca ediyor. Alkış garanti.

Ama durum öyle mi?

  1. Önseziler, siyasetin en büyük düşmanıdır. Doğrusu, “öngörü”dür.
  2. Önsezi için, sadece doğmuş olmak, dünyaya gelmiş olmak yeterlidir. Bu bütün hayvanlar alemi için de aynıdır. Oysa öngörü bilgi, deneyim, donanım ister. İnsanı, hayvanlardan ayıran en önemli özellik budur.
  3. Önsezileriniz yanlış çıkarsa, insan olarak durumu idare edebilirsiniz. Çünkü bu beşeri bir durum. Ama hayvanlar için ölümcül sonuçlar kaçınılmazdır.
  4. Öngörüleriniz yanlış çıkarsa, durumu idare edemezsiniz. Bu durumda, gürültü patırtı çıkarmadan, usulca oturduğunuz koltuktan kalkarsınız.

Ya kalkmazsanız? İdare ettiğiniz gemi en iyi ihtimalle kayalara oturur, daha da ileri gidemez.

Şu anda CHP’nin durumu budur.

Çıkış yolu?

Çıkış yolu var.

Artık onu da yazmanın zamanı geldi.

Haydi!