19 Haziran 2019

Genel başkanlığı süresince hemen hemen hiç değinmediği, etrafından dolaşıp genel geçer ifadelerle geçiştirmeye çalıştığı dış politika konularına derin bir dalış yaptı.

Bakalım;

1. Kıbrıs’taki federe Türk devletinin mealen bağımsızlığının ilanını istedi.

2. Bu talep, bir genel başkanın tek başına sorumluluğunu alamayacağı kadar ciddidir. CHP açısından bu bir “proğram” kararıdır ve mutlaka kurultay onayı gerektirir.

3. CHP’nin genetiğinde bu tür şahsi çıkışlara yer yoktur. Diğer tek adama özenerek yapılan bu çıkış, CHP’nin parti kimliğini örselemiştir.

4. Ege adaları konusu, Lozan’da getirilen statüye aykırıdır.
Ama bu, “dün” olmuş birşey değildir. Kökenleri Tansu Çiller’in başbakanlığı günlerine kadar uzanmaktadır. Peyder pey irili ufaklı birçok Ege adası Yunanistan tarafından “örtülü işgale” uğramaktadır.

5.Eğer, Lozan anlaşmasına hakimseniz, bu kadar gürültü koparmadan basit bir hamleyle işgal edilen adaları boşalttırır, mevcutları da silahsızlanmaya mecbur edersiniz. CHP devletin bir parçasıdır ve iktidarı toz kaldırmadan yönlendirebilecek kabiliyete ve en önemlisi “hak”ka sahiptir. Bu konu asla ve kat’a iç siyasete alet edilemez. CHP’ye yakışmaz bu.

6. Doğu Akdeniz’deki haklarımızla ilgili olarak da anlaşılan o ki, Kemal bey “gazetelerden” elde ettiği bilgileri kullanmaktadır.

7. Kendisine buradan açık seçik bir uyarı yapalım. Dışarıya bakmayı bırakın; içeriye bakın. Bu konuda, ”kökten” partili ve halen partide düz bir partili gibi çalışan dünya çapında ünlü bir enerji uzmanımız var ve deyim yerindeyse “gözleri var, görmezler” modunda karınca gibi çalışmaktadır.

8. Önce onu dinleyin. Sonra sağdan soldan elinden tutup partiye sokuşturduğunuz kerameti kendisinden menkul şahsiyetleri kenara itip bahsettiğimiz kişiden başlayarak partinin alanlarında uzman bürün evlatlarını vitrine çıkartın. Onların projelerine siz dahil kimsenin imza atmasına izin vermeyin.

9. Doğu Akdeniz’i Mısır’la paylaşma teklifiniz, Lozan anlaşmasını hiç okumadığınız anlamına geliyor ki, büyük bir gaftır. Bunu size kim söylediyse derhal Partiden uzaklaştırın.

Gelelim şu Mısır’la işbirliği teklifinin zamanlamasına!

Durum vahimdir.

Kemal beyin Mısır’la işbirliği önermesinin zamanlaması CHP’yi töhmet altında bırakacak bir mahiyet taşımaktadır. Şöyle ki;

1. Trump yönetimi yüzyılın projesi adı altında bir “barış planı”yla İsrail’in Filistin’i yutmasının zeminini hazırlamaktadır ve Mısır bu planda öndeki aktörlerden birisidir.

2. CHP Filistin’i satacak bir işbirliğine geçit veremez, bu CHP’nin temel ilkelerine aykırıdır.

3. Kabul edelim, ya da etmeyelim; Mısır’da darbeyle işbaşına gelmiş sözde “demokratik” bir cunta vardır ve sırf AKP ye inat onlara destek veremeyiz.

4. Hele hele, öyle ya da böyle, halk oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanın yargılama kisvesi altında hapishanede tutulup gizli lince tabi tutulmasını onaylayamayız.

5. Mısır’ın önceki Cumhurbaşkanı Mursi’nin ölümü bir cinayettir ve açık seçik kınanmalıdır.

Olmadı Kemal bey! Finaller kötü başladı.

Biraz daha dikkat lütfen, genel başkan olarak kendinizi değil CHP’yi temsil ediyorsunuz, unutmayın!

Artık, üzerinde çalışmadan konuşmayın.

Umut?
Umut tükenmez!
Haydi!

Metin Lütfi Baydar