04 Nisan 2020

İnsanlar için evler, savaş ortamlarında kullanılan askeri sığınaklara benzer bir şekilde küçücük birer “sivil sığınağa” dönüştü.

Bu dönem her birey için bir muhasebe dönemi. Bu dönemde bireysel ve toplumsal olarak alınacak kararlar geleceğimizi şekillendirecek. Gelişmelere bakınca, CHP yönetiminin dönemin ruhunu anlama çabasından bir hayli uzak olduğu görülüyor.

Kemal bey ve yönetiminin, “Pandemi dönemini”, kendi muhalefet stratejisinin tahkimatı
-güçlendirilmesi- şeklinde kullanmaya yöneldiği ve soru sorar gibi yapıp itham etme, öneri sunar gibi yapıp dikte ettirme alışkanlığını terketmeyeceği anlaşılıyor.

Ama bu tür siyaset dönemi bitti.

Gerçeklerle yüzleşme zamanı. Yapılanlara ve yapılması zorunlu olanlara bakalım;

  1. Gündemdeki en yakın konu infaz yasasındaki değişikliklerdir. CHP yönetimi, bu yasayı esaslı bir siyasi af yasasına dönüştürmeyi hedefliyor. Bu çok doğru bir yaklaşımdır.

  2. Hedef buysa önce partimizden başlayacağız. MYK’nın , aslında MYK’daki “birkaç üyenin” otoritesini sarstıkları için alelacele partiden atılan partilileri, behemehal, amasız fakatsız parti içi af yasası çıkartarak geri alın. Hemen!

  3. Bir medya kuruluşuna dönük ilan edilen boykotu da bir kenara bırakalım artık ve otoritesi sarsılan arkadaşımızla, kurultayı beklemeden teşekkür edip vedalaşalım.

  4. Ülkemizdeki ekonomik krizin, pandemi ile birlikte daha da derinleştiği görülmektedir.

  5. Ekonomik krizin vurduğu kesimler için açıklanan, sosyal devlet eldivenine sarılmış neoliberal önerileri çöpe atın. O önerilen dayandığı algoritmaların tamamı çöktü. Başka bir yazımızda uzun uzun anlatacağız bunu.

  6. İşini kaybeden insanların büyük bir bölümü, işine geri dönemeyecek. Bu kesimlere umut pompalamayı bırakalım.

  7. Özellikle bankacılık, sigortacılık, otomotiv, iletişim, medya vb. hizmet sektörlerinde dijital altyapı değişecek.

  8. İşini kaybedenlerin büyük bir bölümüne işe dönme umudu vermekten vazgeçilmelidir.

  9. Bunun yerine, partili uzmanlar tarafından yeni bir toplumsal işbölümü tablosu hazırlanmalı; işini kaybedenlerin geleceklerini garantiye alacakları yeni iş alanlarına dönük örgün eğitim proğramlarının kurgusu yapılmalı ve yerel yönetimler merkezi yönetimle bilek güreşini bir kenara bırakıp bu proğramları hayata geçirmelidir. Hemen!

  10. Tabii bu arada, o neoliberal önerileri önünü arkasını düşünmeden partililere gönderen arkadaşlarla da, tabii olarak kurultayı beklemeden vedalaşılmalıdır.

  11. En hızlı bir şekilde CHP adına görüş açıklayacak, tümü alanlarında uzman olan akademisyenlerden oluşan bir pandemi bilim kurulu oluşturulmalı ve kamuoyuna deklare edilmelidir.

  12. Bu kurul, ivedilikle ülkemizi esir alan pandemiyle mücadeleyi, devletin tüm kurul ve kuruluşlarıyla eşgüdümlü hale getirmelidir.

  13. Ayrıca “Pandemi dönemine mahsus”, öncelikle partili bilim adamı, uzman ve meslek erbabından müteşekkil; bilimsel tabanlı bir ekonomik sosyal konsey oluşturulmalıdır. Kemal bey, devlete önerdiği şeyi, önce kendisi partide gerçekleştirmelidir.

  14. Bu kurul da CHP’nin “eleştirel konumunu terketmeden” geniş halk kesimlerinin yararına olacak politikaları esas alarak, devletle eşgüdüme odaklanmalıdır. Yerel yönetim merkezi idare ilişkisini ancak bu şekilde doğru bir zemine oturtabiliriz.

  15. Genel siyasete heves eden büyükşehir belediye başkanları derhal bir adım geri çekilmelidir. Uzmanı olmadıkları konularda yerli yersiz konuşmalarına, merkezi yönetimle ağız dalaşına girmelerine “daha fazla” izin verilmemelidir.

  16. Bilinmelidir ki, özellikle salgınla ilgili ulusal mücadele verdiğimiz bu günlerde, genel siyaseti ilgilendiren konularda konuşacak tek kişi “Genel Başkan”dır.

  17. Genel Başkandan rol çalmaya niyetlenen/yeltenen her kimse, yönetimle vedalaşmaya, sade üyeliğe geri dönmeye hazırlansın.

Bu bugün olmazsa önümüzdeki kurultayda olacaktır.

Unutmayın, kurultay delegeleri hepinizi derin derin süzüyor.


Umut?

Momentum!