29 Ekim 2019

Partimiz, 4 Eylül 2019 Sivas kongresi ile fiilen kurulmuş; sonra da ezilen bütün dünya halklarının umudu olan Türkiye Cumhuriyetini, taş taş üzerine, baş baş üzerine koyarak inşa etmiştir. Cumhuriyet için her türlü parlak lafı edebiliriz. Her laf, bizi heyecanlandırabilir. Coşabiliriz.

Dünyamız, ulusların içine düştüğü global krizlerle, “mikro milliyetçilik” arasında derin savrulmalar yaşamaktadır.

Bazı uluslar/halklar, devletsiz kalmak, bazı devletler de halklarını kaybetmekle karşıkarşıyadır. 21. yüzyılda da dünyanın heryerinde savaşların devam ettiğini görüyoruz. 50 yıllık, 100 yıllık hesapların açıldığını görüyoruz.

Cumhuriyet fikri, dünya halkları için artık tek bir noktaya odaklanmıştır: “Birlikte yaşama arzusu, azmi ve kararlılığı.”

Bu arzuyu yitiren halklar, en kolay yola sapmakta, önce demokratik görünen taleplerle alan genişletmeye, daha sonra da, ucu şiddete uzanan derin çatışmalara, göğüs göğüse yapılan çarpışmalara yönelmektedir.

Çatışmalardan ve çarpışmalardan büyük haz alan emperyalist odaklar, en ufak bir sürtüşmeyi kaşıyarak, acıları daha da
büyütüp, yeni kazanç kapıları açmaktan vazgeçmemektedirler.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığını, egemenliğini ve ilelebet varlığını sürdürmesi, 20. yüzyılda olduğu gibi 21. yüzyılda da ezilen halkların en büyük güvencesidir.

Cumhuriyeti, demokrasi dahil başka hiçbir ulvi duyguya feda edemeyiz. Demokrasiyi öyle ya da böyle yaşatırız ama cumhuriyet gitti mi gelmez. Biz, bir daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk bulamayız.

Cumhuriyet, bütün vatandaşlarımıza, bütün yurttaşlarımıza; azınlık çoğunluk demeden hepimize emanettir.

CHP, bu emanetin sahibi değil gözetmenidir.

Cumhuriyet, bütün ezilen halkların bayramı; kutlu olsun!

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!

Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi!

Haydi!

Metin Lütfi Baydar